Oruç
İslam'ın beş esasından biri de Ramazan ayında oruç tutmaktır. Oruç, niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından (yani imsak vaktinden) itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsi ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir.
Oruç, bizi dünyada kötülüklerden sakındıran, ahirette cehennem ateşinden koruyan ve günahlarımızın bağışlanmasına vesile olan önemli bir ibadettir.
Peygamberimiz şu müjdeyi veriyor:
"Kim inanarak ve mükafatını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."Buhari,Savm,7 Orucun Faydaları
Biz orucu herhangi bir menfaat düşüncesi ile değil,yalnız Allah'ın emrini yerine getirmek ve onun rızasını kazanmak için tutarız. Oruç, bu niyetle tutulduğu takdirde makbul olur.
Ancak, Allah'ın her emrinde olduğu gibi oruç ibadetinde de birçok hikmetler, bizim için maddi ve manevi pek çok faydalar vardır. Biz orucu Allah rızası için tutmakla beraber, bize sağladığı faydalan da bilmek ve değerlendirmek durumundayız.
Orucu Bozup Kaza ve Keffareti Gerektiren Şeyler
1. Mazeretsiz, oruçlu olduğunu bilerek yemek ve içmek, (yenilip içilen şey ister gıda, ister ilaç olsun)
2. Oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmak,
Karı kocadan biri ötekine zorla cinsel ilişkide bulunduğu takdirde, zorla ilişkide bulunana kaza ve keffaret, kendisine zorla ilişkide bulunulan kişiye de kaza lâzım gelir,
3. Ağzına giren yağmur,kar ve doluyu kendi isteğiyle yutmak,
4. Sigara içmek, ödağacı veya anber ile tütsülenip dumanını içeri çekmek,
5. Enfiye çekmek,
6. Buğday ve arpa tanesi yutmak,
7. Dışardan bir susam tanesi kadar bir şeyi alıp yutmak
8. Az miktarda tuz yemek,
9. Kan aldırdıktan veya sadece karısını öptükten sonra orucu bozulduğu kanaatiyle bile bile orucunu bozmak.
Ramazan ayında niyet ederek oruca başlayan kimse, saydığımız şeylerden birini bilerek ve özürsüz olarak yaparsa orucu bozulmuş olur. Bozulan bu orucu kaza etmesi ve kasten bozduğu için de keffaret tutması gerekir.
Oruç Kimlere Farzdır
Bir kimseye orucun farz olması için kendisinde üç şartın bulunması gerekir.
Bunlar:
1. Müslüman olmak,
2. Akıllı olmak,
3. Ergenlik çağına gelmiş bulunmak.
Bu şartlar kendisinde bulunduğu halde, oruç tutamayacak derecede hasta olanlar ile yolcu olanlar, oruç tutmayabilirler. Hastalar iyileşince, yolcular da memleketlerine dönünce tutamadıkları günlerin orucunu kaza ederler.
Ergenlik çağına gelmeyen çocuklara oruç tutmak farz değildir. Ancak bünyelerine zarar vermeyecek şekilde çocukları da yavaş yavaş oruç tutmaya alıştırmak uygun olur.
Lohusa olan kadınlarla adet gören kadınlar bu hallerinin devam ettiği günlerde oruç tutamaz, namaz kılamazlar. Bu sebeple Ramazan ayında tutamadıkları oruçları Ramazandan sonra uygun bir zamanda kaza ederler, yani gününe gün tutarlar. Kılamadıkları namazları ise kaza etmezler.
Oruçludan Beklenen
Oruç, sadece yemeyi içmeyi bırakmak değil, aynı zamanda kötülüklerden de uzaklaşmaktır.
Midemiz, yiyecek ve içeceklerden uzak kaldığı gibi, dilimiz yalandan, ellerimiz haram işlerden, gözlerimiz harama bakmaktan, kulaklarınız yalan ve dedi- kodu dinlemekten, ayaklarımız kötü işler peşinde koşmaktan uzaklaşarak oruçtan nasibini almalıdır. oruçludan beklenen budur.
Oruç tutan bir Müslüman çeşitli yemeklerle donatılmış sofranın başında helal olan nimetlere elini sürmez, sabırla iftar vaktini bekler.
Allah'ın emri karşısındaki bu teslimiyet ulvi bir manzaradır. Orucun Müslümana kazandırdığı bu irade terbiyesi, insanı nefsani arzuların esaretinden kurtarıp adeta melekleştiren gerçek bir eğitimdir. Şimdi insafla düşünelim:
Helal olan şeylere bile elini sürmeyen bu oruçlu, nasıl olur da harama el uzatabilir. Vücudunun ihtiyacı olan faydalı yiyecek ve içecekleri istediği zaman bırakabilen bir mü'min, nasıl olur da zararlı içkileri kullanmaktan vazgeçmez.
Oruç bize, belirli bir süre helal olan şeylerden uzaklaşmakla haramlardan sakınmayı öğretir
Orucu Bozup, Yalnız Kazayı Gerektiren Şeyler
1. Çiğ pirinç, un, hamur, pamuk, bir defada çok miktarda tuz; kağıt, zeytin çekirdeği gibi yenilmesi ya da yutulması mutat olmayan şeyleri yemek veya yutmak. (Yenmesi ya da yutulması mutat olan şeyleri yemek veya yutmak orucu bozar ve kefareti gerektirir.)
2. Taş, toprak, demir, altın ve gümüş gibi şeyleri yutmak,
3. İçi olmayan ceviz ve badem yutmak, (Bunların içi olanları yenildiği takdirde keffaret gerekir)
4. Makattan ilaç ya da sıvı şırınga etmek,
5. Burnuna ilaç çekmek,
6. Kulağın içine yağ damlatmak,
7. Başta bulunan yaraya konulan ilacın dimağa (beyne), karındaki yaraya konulan ilacın içeriye ulaşması.
Bu, Ebu Hanife'nin görüşüdür. Buna göre; iğne yaptırmak orucu bozar ve kazayı gerektirir. çünkü iğne vasıtasıyla vücuda verilen ilaç iç kısımlara kadar ulaşmaktadır.
İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre; tabii olmayan yollar dışında vücudun başka tarafından açılan bir yoldan içeri giden ilaç, orucu bozmadığı için iğne yaptırmakla oruç bozulmaz. Çünkü vücuda verilen ilaç, ağız gibi tabii bir yoldan değil, deriden açılan başka bir yoldan verilmektedir.
Ancak, ibadetlerde ihtiyatlı hareket etmek esas olduğundan Ramazanda iğne yaptırmak zorunda olan kimse bunu mümkünse iftardan sonra yaptırmalıdır.
Bu mümkün olmaz da gündüz iğne yaptırmak zorunda kalırsa, İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed'in görüşlerini esas alarak orucuna devam eder ve bu orucunu daha sonra kaza etmesi gerekmez.
8. Ağzına aldığı boyalı iplik gibi şeylerin boyası ile rengi değişen tükürüğü yutmak,
9. Boğazına kaçan kar veya yağmuru kendi isteği olmayarak yutmak, (Kendi isteği ile yutarsa keffaret gerekir)
10. Zorlama ile oruç bozmak,
11. Dişleri arasında nohut tanesi kadar kalan yemek kırıntısını yutmak,
12. Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak,
13. Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulduğunu zannederek yiyip- içmek,
14. Ağız dolusu kusmak, (Kendi isteği ile)
15. Ağız dolusu gelen veya kendi isteğiyle getirdiği kusuntuyu mideye geri çevirmek,
16. Kendi isteği ile içine veya genzine duman çekmek. Kendi isteği ile olmazsa oruç bozulmaz, (içeri çekilen duman sigara dumanı olursa keffaret gerekir.)
17. Güneş batmadığı halde,battı zannederek iftar etmek,
18. imsak vakti geçtiği halde daha vakit vardır zannederek yemek,
19. Cinsel ilişki dışında kadına dokunmak veya öpmek sonucu boşalmak,
20. Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak, (Ramazan orucundan başka bir orucu bilerek bozmak sadece kazayı gerektirir.)
21. Ramazan orucuna niyet etmiyerek yiyip içmek, (Keffaret, niyet edilerek başlanan orucu bilerek bozmaktan lazım gelir. Oruca niyet edilmeyerek yiyip içtiği takdirde sadece o günün orucunu kaza eder.)
22. Misafir iken oruca başlayıp ikamete niyet ettikten sonra yemek,
23. Mukim iken oruca başlayıp sefer mesafesi yolculuğa niyet ederek bulunduğu yerin sınırlarını geçtikten sonra orucu bozmak,
24. Kulağa yağ damlatmak.
Sayılan bu şeylerden birini yapan kimsenin orucu bozulur ve bozulan orucun gününe gün kaza edilmesi gerekir.
Bunlardan biri ile orucu bozulan kimsenin akşama kadar orucu bozacak bir şey yapmaması vaciptir.
Gündüz iyileşen hasta, yolculuğu sona eren misafir, ayhali veya lohusalıktan temizlenen kadın, ergenlik çağına gelen çocuk ve müslüman olan gayr-i müslim, Ramazan ayına saygı için günün kalan kısmında oruçlu imiş gibi akşama kadar orucu bozacak şeylerden sakınmalan uygun olur.
Oruca niyetlenen kadın, gündüz ayhali veya lohusa olursa, orucunu bozması lazımdır. Akşama kadar oruçlu gibi durması haramdır.
Kadın, henüz ayhali olmadan adet günümdür diyerek orucunu bozmamalıdır.
Hasta ve yolcu olup oruç tutmayan kimselerin yemeden, içmeden durmaları gerekmez. Ancak bunlar açıktan değil de gizli olarak yerler.
Oruç Çeşitleri
Beş çeşit oruç vardır:
1- Farz Olan Oruçlar: Ramazan ayında oruç tutmak, Ramazanda tutulamayan orucu başka günlerde kaza etmek ve keffaret oruçları farzdır.
2. Vacip Olan Oruçlar: Adak oruçları ile, bozulan nafile oruçları kaza etmek vaciptir.
3. Sünnet Olan Oruçlar: Muharrem ayının dokuzuncu gününü onuncu günü ile veya onuncu gününü on birinci günü ile beraber oruç tutmak sünnettir.
4. Müstehab Olan Oruçlar: Kamerî ayların on üç, on dört ve on beşinci günleri ile haftanın Pazartesi ve Perşembe günleri ve Ramazandan sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehabdır.
5- Mekruh Olan Oruçlar:
Mekruh olan oruçlar iki kısımdır:
a) Tenzihen mekruh olan oruçlar: Muharrem ayının sadece onuncu günü ile yalnız Cuma ve yalnız Cumartesi günlerinde oruç tutmak, akşamdan iftar etmeyerek bir günün orucunu ertesi güne birleştirmek mekruh olduğu gibi, kişiyi zayıf düşürmesi ve orucu adet haline getireceği için senenin tamamını oruç tutmak da mekruhtur.
b) Tahrîmen mekruh olan oruçlar: Ramazan bayramının birinci günü ile kurban bayramının dört günü oruç tutmak tahrimen mekruhtur.
Bu günler, Allah'ın kullarına birer ziyafet günleridir. Oruç tutarak Allah'ın ziyafetinden kaçmak doğru değildir. Oruca Ne Zaman ve Nasıl Niyet Edilir
Orucun önemli bir şartı da niyettir. Niyetsiz oruç sahih değildir. Bu sebeple; niyetin ne zaman ve nasıl yapılacağının bilinmesi gerekir.
Niyet zamanı itibariyle oruçlar ikiye ayrılır:
1- Güneşin batışından itibaren gündüz kuşluk vaktine kadar niyet edilebilen oruçlar;
Ramazan ayında tutulan, belirli günlerde tutulması adanan oruçlar ile nafile olarak tutulan oruçlardır.
Bu oruçlara geceleyin imsak vaktinden önce niyet edilebileceği gibi, gündüz kuşluk vaktine kadar da niyet edilebilir, imsaktan önce niyet etmek daha faziletlidir.
Gündüz oruca niyetin caiz olması, imsak vaktinden sonra bir şey yemeyip, içmemeye ve orucu bozan bir iş yapmamaya bağlıdır. Eğer oruca aykırı bir şey yapılmış ise gündüz niyet caiz olmaz.
2- İmsak vaktinden önce geceleyin niyet edilmesi gereken oruçlar:
Bunlar; Ramazanda tutulamayıp başka zamanda kaza edilen Ramazan orucu ile her çeşit keffaret oruçları, başlanıp ta bozulan nafile oruçların kazası ve mutlak olarak adanan (zamanı belirlenmeyen) oruçlardır.
Bu oruçlar için belirlenen bir vakit olmadığından bunlar için imsaktan önce geceleyin niyet etmek lazımdır. Bu oruçlara tan yeri ağardıktan yani imsak vakti geçtikten sonra niyet edilmez.
Ramazan orucuna akşamdan itibaren kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Şöyle ki;
Normal olarak oruca sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir. Ancak sahurda uyanamayıp yeme içme zamanının bittiği imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir. Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın.
Sahura kalkmak istemeyen bir kimse, akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi gerekmez.
Oruç tutmak maksadıyla sahura kalkmak niyet sayılır. Sahura kalkmayan ve daha önce oruca niyet etmeyen bir kimse de kuşluk vaktine kadar niyet edebilir. Böyle geç niyet etmiş olanların oruçlarında bir eksiklik yoktur. Kuşluk vaktinden sonra oruca niyet edilmez.Niyet, esasen kalb ile olur. Yani geceleyin,yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalb ile niyet etmek yeterlidir.
Ancak kalb ile yapılan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir. Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dil ile: "Niyet Ettim Ramazan-ı Şerifin yarınki orucuna" diye söylemelidir. Her ,günün orucun ayrı niyet etmek lâzımdır.
Orucun Mükâfâtı
Lütfu ve ihsanı sonsuz olan yüce Allah, kullarının ibadetlerine, yaptıkları iyiliklere bire ondan yedi yüz katına kadar mükafat vereceğini bildirdiği halde, bir kudsi hadiste: "Oruç benim içindir, onun mükafatını ben veririm."Buhari,Savm,9;Müslim Sıyam,30 buyurarak oruca ayrı bir önem vermiş; dolayısıyla mükafatının çok daha fazla olacağına işaret etmiştir.
Oruç büyük bir sabır ve fedakarlık sonucu yerine getirilen bir ibadet olduğu için, karşılığı da ona göre kat kat fazlasıyla verilecektir. Hatta oruçlular kendileri için özel olarak ayrılan, "Reyyan" kapısından cennete girecekleri Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir. Buhari,Savm,9;Müslim Sıyam,30
Oruçlu, Allah 'ına kavuşup mutluluğun zirvesine çıktığı gün en büyük sevinci tadacaktır.